Odtülüler Şikayet

Şikayet etmek, çoğu zaman olumsuz bir eylem gibi görünse de ODTÜ’lüler için bu kavram, “dönüşümün ilk adımı”dır. Kampüsün enerjik koridorlarında, çimlerdeki sohbetlerde veya kantin sıralarında duyduğunuz her eleştiri, aslında “daha iyiye” ulaşma tutkusunun bir yansıması. Çünkü ODTÜ’lü bilir ki: Şikayet, harekete geçmenin ve çözüm üretmenin başlangıcıdır!

Neden mi?

  • Eleştirel Bakış, Yaratıcı Çözümler: ODTÜ’lüler, karşılaştıkları sorunları analiz eder, tartışır ve “Biz bunu nasıl düzeltebiliriz?” sorusuyla yola çıkar. Laboratuvar ekipmanından kütüphane saatlerine, sosyal etkinliklerden akademik programlara kadar her detay, kolektif bir iyileştirme sürecinin parçası olur.
  • Kampüsün Duyarlılığı: Bir şikayet dilekçesi yazıldığında, kulüplerin toplantılarında gündem olduğunda veya sosyal medyada tartışıldığında, ODTÜ’nün dinamik yapısı hemen harekete geçer. Öğrenci temsilcileri, akademisyenler ve idari birimler, geri bildirimleri “büyümenin anahtarı” olarak görür.
  • Gelenekten İlham Alan Değişim: ODTÜ tarihi, öğrencilerin sesinin değişimi tetiklediği örneklerle dolu. Dün “kantin yemekleri” için başlayan bir tartışma, bugün sürdürülebilir gıda projelerine dönüşebiliyor.

“ODTÜ’de Şikayet Kültürü” dediğinizde akla gelen:

  • “Karanlık yollar” diyenlere, “güneş enerjili aydınlatma” projeleri,
  • “Kültür-sanat etkinlikleri az” diyenlere, öğrenci inisiyatifiyle açılan film festivalleri,
  • “Ders içerikleri güncel değil” diyenlere, müfredatı yenileyen akademik çalıştaylar…

ODTÜ’lüler için şikayet, “sadece sorunu değil, çözümü de sahiplenmek” demek. Çünkü bu kampüste, “Biz değiştiririz!” inancı, her eleştirinin arkasındaki motivasyondur.

Son söz: “Eleştir, tartış, harekete geç!” Çünkü ODTÜ ruhu, en küçük sesin bile bir dalga yaratabileceğini öğretir.

Röportaj: Ayşe Demir (ODTÜ Endüstri Mühendisliği 4. Sınıf Öğrencisi ve Öğrenci Konseyi Üyesi)

Soru: ODTÜ’lülerin “şikayet etme” kültürü, sosyal medyada bile sık sık konuşuluyor. Sizce bunun altında yatan nedir?
Ayşe: Şikayet etmek, ODTÜ’de asla “sadece dert yanmak” değil. Biz bunu bir “iletişim aracı” olarak görüyoruz. Örneğin, geçen dönem laboratuvardaki eski cihazlar için dilekçe yazdık. Ama bunu yaparken, alternatif bütçe kaynakları önerdik ve öğrenci kulüpleriyle iş birliği yaptık. Sonuç? Yeni ekipmanlar geldi! Yani şikayet, bizim için çözümün ilk adımı.

Soru: Peki bu süreç nasıl işliyor? Bir fikir nasıl harekete dönüşüyor?
Ayşe: Her şey kantinde bir çay içerken başlayabilir. (Gülüyor.) Mesela, “Kütüphane 24 saat açık olsa keşke” diye bir tweet atıldı geçen yıl. Önce bunu öğrenci konseyi gündemine aldık. Ardından anket yapıp talebi ölçtük. Sonrasında yönetimle görüşmeler… Şimdi sınav dönemlerinde kütüphane 24 saat açık! Tabii bu, öğrencilerin inisiyatifiyle yürüyen bir projeydi. Biz ODTÜ’de “sessiz kalma” yerine “organize olma” kültürüne sahibiz.

Soru: Peki her şikayet olumlu sonuçlanıyor mu?
Ayşe: Elbette hayır. Ama burada önemli olan, “denemiş olmak”. Geçen sene kampüste bisiklet yollarını genişletmek için imza kampanyası başlattık. Yönetim, “bütçe yok” dedi. Pes etmedik, bisiklet kulübüyle bir sponsorluk projesi hazırladık. Sonunda belediye destek verdi ve yollar yenilendi! Yani bazen “hayır” cevabı, yaratıcılığı tetikliyor.

Soru: ODTÜ’nün bu ruhu mezun olduktan sonra da devam ediyor mu sizce?
Ayşe: Kesinlikle! Mezunlarla yaptığımız buluşmalarda hep şunu duyuyorum: “ODTÜ bize sadece diploma değil, ‘değişim için mücadele etme’ yetisi kazandırdı.” Örneğin, bir mezunumuz çalıştığı şirkette sürdürülebilirlik politikalarını değiştirmek için ODTÜ’deki gibi imza toplamış. Sonuçta şirket, karbon ayak izini azaltan bir projeye başladı. ODTÜ ruhu, mezuniyetten sonra da yaşıyor!

Soru: Son olarak, ODTÜ’ye yeni başlayanlara ne önerirsiniz?
Ayşe: “Küçük” veya “önemsiz” diye düşünmeden fikirlerini paylaşsınlar. Bir duvarın rengi bile kampüsün ruhunu değiştirebilir! (Gülümsüyor.) Unutmasınlar: Buradaki herkes, “daha iyi bir ODTÜ” için çabalıyor. Siz de o zincirin bir halkası olun. Çayınızı alın, bir toplantıya katılın ve “Benim de bir fikrim var!” deyin. Gerisi gelir…


Röportaj Sonrası Not:
Ayşe, röportajın ardından ekliyor: “ODTÜ’lüler olarak bazen çok eleştiriyoruz, ama bunun nedeni burayı çok seviyor oluşumuz. Burası bizim evimiz. Ve evimizi güzelleştirmek için hep birlikte çalışıyoruz!”

You May Also Like

About the Author: anda

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir